Delikanlı ve Zilli; Bir Linç Kültürü Vakası ?
Karantina günlerinde eski defterleri biraz karıştırmak istedim. Biraz da vakit öldürmek. Sabahtan bu yana üçüncü kahvemi içiyorum ve her defasında likör almayı akıl etmediğim için ne büyük bir salaklık yaptığım aklıma geliyor. Sokağa çıkmaya da üşeniyorum. Neyse. Değerini asla bilemediğimiz 2019'un güzel yaz aylarında Türk endüstriyel bira üreticisi Efes Pilsen ile Danimarkalı kraft bira üreticisi çingene Mikkeller arasında bir iş birliği sonucu iki yeni bira ortaya çıkmıştı. Bu arkadaşların isimleri; Delikanlı Henry ve Zilly Sally. Türk biracılığı adına güzel olabilecek bu girişim, malesef büyük ama tahmin edilebilir bir linç dalgası ile birden bire ortadan kayboldu.
İşin trajikomik kısmı ise bu linç, Twitter'da bira hakkındaki bilgisi Efes mi Bomont mi düzeyinde olan birinin tekel bayine girip bu biraları görmesi ve çok takipçili hesabından kıyameti koparması ile gerçekleşti. :)
Biraların lansmanına çağrılan bira bloggerlarından bir kısmı bu isimlendirmenin bir hata olduğunu belirttiklerini söylediler. Ancak iş işten geçmiş tabi, o saatten sonra üretilen onca şişe geri mi alınacaktı. Efes Pilsen tepkilerin Twitter'dan Ekşi Sözlük'e taşınması hatta ve hatta ulusal basında yer alması ile birlikte aniden üretimi durduklarını ve bir daha üretmeyeceklerini açıkladılar.
NE? BİR DAHA ÜRETMEMEK Mİ ? NİYE Kİ ?
İkinci hata da buydu bana göre. Neden üretmiyorsun ? İsim değiştir, etiket değiştir Mikkeller'e durumu anlat ve o reçeteyi üretmeye devam et. Efes Pilsen'in önceliği güzel bir bira üretmek değildi anladığım kadarıyla ve B planları da yoktu. Çöp oldu bu iş dediler ve güzelim girişim son buldu böylece. Üstelik şişesini alıp koleksiyona atma fırsatım dahi olmamıştı (ne dertler var). O konuda biraz tembel davrandım. Efes Pilsen tarafı Mikkeller'in sahibi Mikkel Borg Bjergsø'u, 2019 Ağustos ortasında gerçekleşen Brewstival'a çağırıp canlı röportaj vs yapmıştı. Tüm hevesler, tüm çabalar bir isimlendirme hatası sebebiyle boşa gitti. Tepkiler Haklı Mıydı ?
Yaşadığımız coğrafyada olanlar bir bilgisayar similasyonu değil. Gerçek. Kahreden gerçekler. Buraya kimsenin itiraz edecek bir durumu olamaz. Buradaki sıkıntı tepkilerin bir linç halinde gerçekleşmesi. Her zamanki gibi anlamadan, dinlemeden, üzerine konuşmadan. BU NE REZALET ? dedi birisi ve sürü de ona katıldı.
Halbuki Efes Pilsen, #BirlikteGüzel adı altında bu ülkede düzenlenen başta yaz festivalleri olmak üzere bir çok konserin gerçekleşmesi için elini taşın altına koyuyor. Ülkenin daha çekilebilir, kadınların erkeklerin bir arada eğlenebilmesi için projeler üretiyor. Bunlar köktendinci bir oluşum değil ki. İş bir anda Efes'e nefret boyutuna taşındı. Efes Pilsen'de boykot yememek için bu isimlendirmenin arkasında duramadı. Bu da bir başka saçmalık. İnstagram'da @ctsankara isimli bir kullanıcının rastladığım yorumuna katılmamak elimde değil. "Sezen aksu zilli şarkısını söylerken herkes dans edip göbek atıyordu. Efes, biraya zilli deyince kadın hakları mı ihlal edilmiş oldu yani.. Zilli esprili bir halk tabiridir, tıpkı bir kıza cadı denilmesi gibi. Her şeye alınma , her şeyi hakaret ve taciz gibi görme alışkanlığından vazgeçmek gerek" Not: Henry ve Sally, Mikkeller'ın bira etiketlerinde bulunan iki karakterin ismi. Delikanlı Henry; Amerikan tipi buğday birası -> American Wheat Ale Zilli Sally; Berliner Weisse. Meyvemsiliği oldukça yüksek, vişne ekşiliği çok baskındı. Yazın iyi giderdi. Temmuz ayında hayatımıza giren bu bira 02.09.2019 tarihi itibariyle bir daha üretilmemek üzere durduruldu.
Sağlıkla kalın, şerefe.
Comments