top of page

Noa's Oyster Stout vs Oyster Stout Nedir?

2021 yılının ilk blog yazısı dünyada örneğini pek fazla göremediğimiz bir bira stili üzerine olacak.


Ev biracılığında bilimi mükemmel bir şekilde kullanan Gülendam Türkcan'ın, tatmam için paylaştığı çok değerli bir ev birasını ve türün tarihini tanıtmaya/anlatmaya çalışacağım.


Bu bahaneyle de geçtiğimiz hafta Zoom üzerinden karşıladığımız 1 Şubat Türkiye Ev Biracılığı gününü tekrardan kutluyorum. Ev biracılığı ve farklı stillerin peşinde olan ev biracıları iyi ki varlar. 1 Şubat Ev Biracılığı Günü yazısının sonunda da bahsetmiştim. Tam tahıl ev biracılığı asla "ucuz bira" için uğraşılacak bir şey olmaz. Böyle olursa gelişme olmaz, hobi olmaz ve olmuyor da :)


Öncelikle Oyster Stout Nedir ?



Önce bu türün tarihçesiyle başlamak istiyorum. Birayı tatmak kadar, önceden nasıl bir tat alınabileceğini araştırmak ve en önemlisi tarihini bilmek ilk defa denenen biradan alınacak keyfi arttıracağını düşünüyorum.

Öncelikle #OysterStout ile ilgili çok fazla kaynak yok. Hatta biranın "anayasası" olan The Beer Judge Certification Program'ındaki stillerde bu stil özel olarak yazmıyor. Daha çok "sweet stout" ya da "milk stout" başlığında konu ediliyormuş.


Bira - istiridye eşleşmesi İngiltere'de 1900'lü yıllarda Stout biraların yanında eşlikçi olarak verilmesiyle başlanmış. Yemek olarak stout biranın yanında eşlikçi olan istiridyenin direkt biraya katılmasıyla ilgili farklı kaynaklar ve bilgiler var. Bazıları, istiridye kabuklarının "kalsiyum karbonat" ile zengin olmasından dolayı biranın tadını daha da iyileştirmek için kullanıldığını belirtiyor. İstiridye etinin biraya eklenmesinin izleri ise 1929 yıllarında Yeni Zelanda'ya dayanıyormuş. Vikipedi'ye göre ise 1938 yılında Hammerton Brewery tarafından kullanılmış.


Aslında bunun için 11 Mayıs 1939 tarihinde Yeni Zelanda'dan Otago Daily gazetesinin bir haberi de var. Haber içeriğinde şu bilgiler var;

"Yeni Zelanda'da Bluff kentinde Thydore Development Ltd şirketinin fabrika müdürü Ernest Barnes, istiridye konsantresinin hazırlanabilmesi için iki yıl boyunca deneyler yapmış. Önce toz halinde üretilen istiridye konsantresi daha sonra sıvı halini almış.

Bu konsantre, İngiltere'ye satılmış. İngiltere'de brewery firmaları bu konsantreler ile oyster stout yapmaya başlamış ve Londra sağlık otoritelerine analiz ettirerek onay almaya başlamışlar."


Tam istiridye yani kabuğu + etini içeren İstiridye Stoutlar daha aromalı olduğu, daha deniz koktuğu biliniyor. Oysa sadece kabukları kullanılan Oyster Stout'lar çok daha ince/light tatlara sahiptir.


Bu mükemmel bira stili, günümüzde yavaş yavaş daha çok uygulanmaya başlanmış. Özellikle, tabiki de, Amerika'da her zaman farklılığı ve yeni tür denemenin yollarını arayan kraft bira üreticileri tarafından büyük saygı görmeye başlamış.


Noa's Oyster Stout




*Bardak: kahverengi renge sahip kremamsı bir köpük ile karşılıyor ama bu yapı kayboluyor.


*Koku: istiridyelerden gelen deniz kokusu kendini direkt belli ediyor. Bardakta bekledikçe deniz tuzu, kaya tuzu hissi biraz daha anlaşılır oluyor ve ısındıkça hafif bir kavrukluk da hissedilmeye başlanıyor.

Isındıkça deniz tuzu hissinin damaktaki yükü biraz daha artıyor.


*Tadım: ilk yudumda hafif kavruk hafif malttan gelen tatlılık karşılıyor. Ama hemen sonra bu durumu bozan bu tatlara karışmış bir ferah tuz hissi kendini gösteriyor. Eğer daha önce araştırmamış olsaydım deniz tuzu gibi spesifik bir tanım yapamasam da ilk alınan tadı bozan tuz hissini net anlardım.


Bu şahane tatların alındığı bira, soya soslu midye, levrek marin, soya sosuyla yenen sushi tarzı deniz mahsülleriyle harika bir eşlikçi olabilir


Bu ev birasında şöyle bir ayrıntı var bana göre. Evde bira yapanların çoğu bunu "ucuz bira" içebilmek için yapıyor. Zaten ucuz bira içmek isteyenler de tam tahıl yerine kit birası tercih ediyor.


Ama tam tahıl ev birasındaki süreç, emek, araştırma(bilimini öğrenme) aşaması ucuza bira içmek için çekilecek çile değil. Bu bir tutku ve hobi.

Bu birada Gülendam hanım istiridye kullanmış. Yani kaç kilo kullandığını sormadım ama istiridye ülkemizde pahalı bir ürün diye düşünüyorum :) Malt ve şerbetçiotu maliyetlerinin yanına istiridye de eklenmiş. Dolayısıyla bu aslında maliyeti yüksek bir ev birası. Bu ayrıntı ev biracılığına bakışın "düşük maliyet" olmaktan çıkabileceğini bizlere gösteriyor.


Gülendam Hanım'ın emeğine, bilimine, merakına ve hobisine sağlık. Bu güzel birasını benimle paylaştığı için onur duyduğumu belirtmek isterim.


Sağlıklı günlerde ev birası festivalinde nice birasını içebilmek dileğiyle.


Şerefe

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page